Sultan Dördüncü Murad tahta geçtiğinde ülkede
siyasi ve ekonomik sorunlar çok ağırlaşmış, Anadolu'da ve Rumeli'de isyancılar
etkin duruma geçmişti. Bu dönemde Bağdat valisi Yusuf Paşa idi. Ancak bu bölgenin
idaresi zenginliği ile ünlü Subaşı Bekir'in elindeydi. İdareyi zorla ele geçirmeye
çalışan Subaşı Bekir ve Abaza Mehmed Paşa ayaklandı. Vali olmak istediğini
bildiren Bekir Subaşı'ya Osmanlı Devleti vali olduğuna ilişkin emirnameyi gönderdi.
Safevi Devleti'nden de daha önce yardım isteyen Bekir Subaşı, Osmanlı Devleti
tarafından vali atanınca kendisine yardım etmek amacıyla çağırdığı İran
askerlerini kovdu. Bu durumdan yararlanmaya çalışan Şah Abbas Bağdat'ı işgal etti.
(1624)
17 yıl sürecek savaş başladığında Sultan Dördüncü Murad daha çocuk
yaşlardaydı. Bu sebeple savaşın ilk yıllarında İran büyük başarılar elde etti.
Sultan Dördüncü Murad, ilerleyen yıllarda iç isyanları nispeten kontrol altına
aldı ve saray içinde düzenlemeler yaptı. İran meselesine de büyük önem veriyordu.
Sultan Dördüncü Murad, Revan Seferine çıkma kararı aldı ve Üsküdar'daki ordugaha
geçti. Öteden beri bozulmuş olan sefer düzenini tekrar eski haline döndürmek için
çok dikkatli davranıyor, askerin kanunsuz hiçbir hareketini hoş karşılamıyor,
anında cezasını veriyordu. Sefere çıkan Sultan Dördüncü Murad, Konya'da bulunan
Mevlana Celalleddin-i Rumi'nin türbesini ziyaret etti.
Bayburt'a geldiğinde Sadrazam tarafında karşılandı. Sultan Dördüncü Murad,
Erzurum'da 30 bin asker bıraktıktan sonra 100 bin askerle Revan üzerine yürüdü.
İran ordusu hızla geri çekilmeye başlamıştı. Revan'ı geri alan Osmanlı
kuvvetleri, Aras nehri boyunca ilerleyerek, Eylül 1635'de 32 yıl önce İran'ın eline
geçen Tebriz'i geri aldı. Bu fetih Tebriz'in Osmanlılarca altıncı fethedilişi idi.
Ancak kış mevsimine girilmesi ve Sultan'ın hastalığı dolayısıyla İstanbul'a geri
dönüldü. Bundan yararlanan İran bölgede yeni işgallere başladı. |