Satırcı Mehmed Paşa iki yıldır hiçbir askeri
başarı kazanamamıştı. Bu süre içinde bazı Osmanlı kaleleri Avusturyalıların
eline geçmişti. Mehmed Paşa'nın idamı üzerine, Sadrazam Damat İbrahim Paşa ordunun
başına geçti ve Belgrad'a geldi. Bu sırada Avusturya barış istemişti.
Avusturyalılar daha önce geri aldıkları Eğri'yi ve Hatvan'ı bize vermeyi
önerdiler. Bu öneriye karşılık, Osmanlı temsilcileri Estergon, Neograd, Vürek ve
Yanıkkale'yi istediler. Antlaşma yapılamadı.
Belgrad'da kışı geçiren Damat İbrahim Paşa, Kanije Kalesi'ni kuşatıp
sıkıştırmaya başladı. Kuşatma devam ederken, kale içinde esir olan Türklerin
canlarını feda etmek uğruna havaya uçurdukları barut deposu kalenin harap olmasına
yol açtı. Ancak yine de teslim olmayan Kanije Kalesi'nin yardımına bu seferde Philippe
Emmanuel komutasındaki 20.000 kişilik bir ordu geldi. İki ateş arasında kalan
Osmanlı ordusu kahramanca savaşmaya devam etti. Yardıma gelen düşman ordusunun geri
çekilmesi üzerine, 40 gün süren bir kuşatmadan sonra Kanije teslim oldu.
Beylerbeyliğin merkezi Kanije'ye alındı, Kanije Beylerbeyliği Tiryaki Hasan Paşa'ya
verildi. Sultan Üçüncü Mehmed, bu başarısından dolayı Damat İbrahim Paşa'ya
kendisi padişah olarak yaşadığı sürece sadrazamlıkta kalacağı vaadinde bulundu
(10 Eylül 1601). Kanije kalesini geri almaya çalışan Arşidük Ferdinand, Kanije'yi
büyük bir orduyla kuşattı. Tiryaki Hasan Paşa komutasındaki az sayıda asker iki
aydan fazla kaleyi korudu. Yiyecek içecek malzemesi ve cephanesi tükenmeye başlayan
Osmanlı kuvvetleri beklenmedik bir çıkışla kendisinden kat kat üstün görünen
düşman ordusunu Kanije kalesi önünde yendi (18 Kasım 1601). Bu zaferden sonra
İstolni, Belgrad ve Estergon, 1603'de de Uyvar fethedildi. |