Osmanlı-İngiliz ilişkileri ilk olarak ticari alanda
başladı. İngiltere Kraliçesi Elizabeth, İstanbul'a bir iki defa elçi göndermiş ve
Sultan İkinci Murad'a: "Yüce Türk" diye hitap etmişti. Sultan Üçüncü
Murad'da kraliçeye "Vilayet-i İngiltere kraliçesinin yalnız dostu değil, aynı
zamanda hamisiyiz" diyordu.
İngiltere'nin gönderdiği ilk elçi William Harborne, 24 Nisan 1583'te huzura kabul
edilmiş ve padişaha hediyeler getirmişti. O zamana kadar Ceneviz, Venedik, Dubrovnik
tüccarı yanısıra, 1569 yılında verilen Kapitülasyonla Fransız tüccarı da
Osmanlı limanlarında ticaret yapma hakkına sahipti. Kraliçe Elizabeth tarafından
gönderilen İngiliz elçisi de Osmanlı limanlarında ticaret yapmak için gerekli olan
kapitülasyonu alabilmek için İstanbul'a gelmişti.
Venedik ve Ceneviz haricindeki Kapitülasyonu olmayan devletlerin tüccarı, Fransız
bayrağıyla Osmanlı limanlarına geliyordu. 1572 Bartalameos katliamı ile birlikte
Katoliklerden yüz çevirmeye başlayan Osmanlı hükümeti, Papa'nın koyduğu (barut,
kalay, top güllesi gibi) stratejik harp malzemesi ambargosunu kırabilmek için, önce
Protestan olan İngiltere'ye yakınlaştı. Böylece Akdeniz'de İngiliz-Fransız rekabeti
başlamış oldu. Bu rekabetten Osmanlı Devleti de birçok siyasi menfaat kazanmış
oldu. |