|
Sadabad (Farsça'da "Yüz Bayındır
Yer"), İstanbul'da Kağıthane Deresinin Haliç'e doğru uzandığı düzlük eğlence
yerine Lale Devri'nde verilen ad.
Kağıthane Deresi kıyıları, Lale devrinden öncede insanların özellikle
Hıdrellez'de en çok gittikleri yerlerden biriydi. Haliç'ten kayıklarla, karadan da
arabalarla ulaşılan bu sulak yerde padişaha ve devlet adamlarına ait dinlenme ve av köşkleri
vardı. Her yıl Hıdrellez eğlenceleri burada yapılırdı. 17. yüzyılda İstanbul'da
yaşanan ekonomik ve sosyal bunalımın sonucunda Kağıthane ve Haliç bu özelliklerini
büyük ölçüde yitirmiştir.
Padişah III. Ahmed ve Sadrazam Nevşehirli Damad İbrahim paşa, İstanbul'un
imar çalışmalarında buraya öncelik tanıdılar. Alibeyköy'de Sadabad Kasrı adıyla
küçük bir saray, yanına da Camii ve hamam yapıldı. Mermer sütunlar üstüne
oturtulan iki katlı köşkün üst katında toplu eğlenceler için geniş bir davanhane
ve sofalar vardı. Paris'te ki Fontaineblau Sarayı'ndan esinlenerek yapılmıştır. Çevre
düzenlemerinde de Paris'ten esinlenilmiştir. Kağıthane Deresi'nin yatağı değiştirildi
ve iki yanına mermer rıhtımlar yapıldı. Vezirler, zenginler ve seçkin kişiler park
alanında birer saray yapmaya özendirildi. Böylece bu alanda birçok saray yaptırıldı. |
|